Öğretmenlerin toplumdaki yerini ve önemini belirtmek, öğretmenler arasında sevgi, saygı ve dayanışma bağlarını kuvvetlendirmek, emekli öğretmenleri saygı ile anmak ve mesleğe yeni başlayan öğretmenlerde mesleğin yüceliği bilincini uyandırmak amacıyla Cumhuriyetimizin kurucusu Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Millet Mekteplerini açtığı ve başöğretmenliği kabul ettiği 24 Kasım günü 1981 yılından beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.

            Kanaatimce öğretmenlik insanlık tarihinin en önemli ve ölümsüz mesleğidir. Öğretmenler, insanların kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayan ve hayatları boyunca kendilerine gerekebilecek bilgileri kazanmalarına yardımcı olan gönül erleridir. Öğretmenler topluma ve toplumun değerlerine arkasını dönmeden toplumun sürekli önünde giden ideal şahsiyetlerdir.

            Öğretmenlik mesleği, her şeyden önce bir ideal, gaye ve hizmet mesleğidir. Toprak altına atılan bir tohumun ekin olup onlarca tohum üretebilmesi için kendisini feda etmesi gibi, öğretmenler de hayatlarını bu anlamlı ve şerefli meslek uğruna adamaktadırlar.

            Kadim ve şanlı tarihimiz incelenecek olursa ilme ve öğretmene verilen değerin ne denli fazla olduğu görülecektir. Bu konuda çarpıcı olduğuna inandığım iki örnek vermek istiyorum:

            Fatih Sultan Mehmet Han beyaz atına binmiş ordusunun önünde İstanbul'a ilk defa giriyor. İki yanında onu yetiştiren Ak Şemsettin, Molla Hüsrev ve Molla Gürani var. Şehir halkı yol boyunca dizilmiş heyecanla Osmanlı ordusunu karşılıyor. Bu arada halkın arasından birçok kimse ellerindeki çiçek demetini padişaha sunmak için ileri atılıyor. Hepsi de Ak Şemsettin'i aksakalıyla ve ağır duruşuyla padişah sanıp çiçeklerini ona sunmaya çalışıyor. Ak Şemsettin atını geri çekip göz ucuyla Fatih'i göstererek "Fatih Mehmet odur çiçekleri ona veriniz" demek istiyor. Fatih Sultan Mehmet Han ise, çiçeklerle kendisine doğru yürüyenlere hocası Ak Şemsettin'i göstererek "evet Sultan Mehmet benim ama o da benim hocamdır, gidiniz çiçekleri ona veriniz" diyor.

            Yavuz Sultan Selim Han Mısır seferine giderken dönemin en büyük bilginlerinden İbn-i Kemal'i yanına almıştı. Su birikintisi olan bir yerden geçerlerken İbn-i Kemal'in atı, Yavuz Sultan Selim Han'ın kaftanına çamur sıçratmıştı. İbn-i Kemal üzülmüş ve doğrusunu söylemek gerekirse biraz da öfkeli padişahın gazabına uğramaktan korkmuştu. Fakat Yavuz Sultan Selim Han büyüklüğüne yakışır bir şekilde "bu çamurlu kaftanı muhafaza edin ve ölünce sandukama örtün" diye emir vermiştir.

              Değerli öğretmenlerim, "Bir insanı kötülüklerden alıkoyup iyiliğe sevk etmek, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha hayırlıdır" sözü, mesleğimizin ne kadar onurlu ve yüce bir gayeye hizmet ettiğini göstermesi bakımından anlamlıdır. Bu nedenle kadim değerlerin günübirlik çıkarlara feda edilmesinin önünü kesmek için bu kutlu sanatı en güzel biçimde icra etmek durumundayız. Kazanmamız gereken asıl büyük servet ise erdem ve bilgeliktir.

            Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü gönülden tebrik eder, başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Şehit Öğretmenlerimiz olmak üzere ebediyete göç eden öğretmenlerimize Yüce Rabbimden rahmet niyaz ederim.

                                                                                                                   24. 11. 2020

                                                                                                                      Ali DERE

                                                                                                            İlçe Milli Eğitim Müdürü